Böcekleri kullanmayı bilenlere..

Social Navigation

Adli vakalarda incelemeyi etkileyen abiyotik faktörler

Adli vakalarda incelemeyi etkileyen abiyotik faktörler

ve vaka değerlendirme sürecinde işlemleri olumlu veya olumsuz etkileyen ve biyotik bir çok faktör mevcuttur. Canlı yaşamını direkt olarak etkileyen bu faktörler ile alakalı olarak uzman gözünden bir inceleme yapılmaz ise, bir çok unsur göz ardı edilmiş ve inceleme sonuçları istemeden de olsa manipüle edilmiş olacaktır.

Olay yerinde incelemeyi etkileyen abiyotik faktörler nelerdir?

COĞRAFİK FARKLILIKLAR

Böceklerin ceset üzerindeki kolonizasyonu birçok faktöre bağlıdır.

Fakat bunların en önemlisi coğrafik bölge ya da biyojeoklimatik zondur, biyojeoklimatik zon bölgenin habitat, vejetasyon, toprak türü ve meteorolojik koşulların tamamını içine alır. Bu açıkça mevsimsel aktiviteleri kadar ceset üzerinde bulunan böcek türleri ve tipleri üzerinde en önemli etkendir. Aynı zamanda çürümeyi de çürüme süresinde kolonize olacak böcekleri de etkiler.

Birçok ceset böceği familyası nispeten her bölgede bulunur fakat bazı türler bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir. Örneğin Chrysomya spp Avrupa’nın kuzey bölgelerinde yayılış gösterirken diğer bölgelerde görülmemektedir. Çürümenin kendiside çeşitli biyojeoklimatik zonlarda büyük farklılıklar gösterir.

Adli çalışmalar içinde böceklerin kullanılması

Ceset üzerinde zincirleme kolonizasyon boyunca görülecek türler ve cesede ulaşma zamanları bölgeden bölgeye farklılık gösterecektir. Aynı şekilde incelemeyi etkileyen abiyotik faktörler etkisi bu alanda da kendini gösterecektir.

Belirli grupların ceset üzerine ilk ulaşacağı kesindir bunlar yapışkan sinekler ve et sinekleridir. Ancak tür düzeyinde ele alındığında birçok farklılık gözlenir. Örneğin Hawai gibi tropikal bölgelerde cesede ilk ulaşan yapışkan Phaenicia cuprina iken Avrupa da Chyrsomya rufifacies Amerikanın güneyinde ise Cochliomyia macellaria’dır.

Adli vakalarda incelemeyi etkileyen abiyotik faktorler
Adli vakalarda incelemeyi etkileyen abiyotik faktörler

Tıpkı sineklerde olduğu gibi coğrafik bölgelerdeki çeşitlilik ın da kolonizasyon süreleri üzerine etkilidir.

Birçok bölgede Dermestidae ye ait türlerin ceset üzerinde en son kolonize olduğu ve sıklıkla ölümden aylar sonra deri ve kemikler kurumaya başladığı zaman cesede ulaştıkları düşünülür. Ancak Havai’de bazı ergin dermestid böcekleri ölümden sonra 3-10 gün arasında toplamıştır. İngiltere’de ise dermestid larvaları domuz cesedi üzerinden ileri çürüme aşamasında, ölümün 21. gününde ilk kez toplanmıştır.

İngiltere’nin kuzey bölgelerinde ise ölümden sonra ancak 43. günde ilk dermestid larvaları toplanabilmiştir. Bazı bölgelerde özellikle yaz aylarında oldukça erken zamanlarda dermestid larvaları toplanabilmektedir, fakat bu oldukça nadir bir durumdur.

Bölgeye bağlı olarak ceset üzerinde görünmeleri farklılık gösteren bir diğer familyada Piophilidae’dir.

Avrupa’dan verilen raporlara göre Piophilid larvaları dermestidlerden hemen önce, ölümden sonra 3-6 ay arasında görülmektedirler. Bazı araştırmalarda Piophilidae larvaları ölümden sonra 30 günden daha önce toplanabilmiştir, ancak bu halen anormal bir durum olarak düşünülür. Tropikal bölgelerde Piophilidae türlerini ölümden sonra 33-36 gün sonra ceset üzerinden toplanmaları mümkündür.

Bir tür farklı bölgelerde bulunduğu zaman tür içi farklılıkların olabileceği düşünülmelidir. Böyle durumlarda DNA temelli sınıflandırma ve karaktirilasyon yöntemleri kullanılmalıdır.

Diğer taraftan “DNA parmak izi” metodu örneklerin teşhisinde, morfolojik olarak ayırt edilemeyen örneklerin ayrımında ve zarar görmüş örneklerin teşhisinde kullanılabilir. Bu yöntem sayesinde ölümden sonra başka bir bölgeye taşınmış cesetler belirlenebilir.

Entomolojik kanıtlar nasıl toplanır?

Coğrafik bölge açık bir şekilde farklı böcek türlerinin cesede ulaşma zamanı üzerine en önemli faktördür diğer bir ifadeyle bir biojeoklimatik zon veya bölgeden elde edilen veriler farklı bir bölgede ölüm zamanının belirlenmesinde kullanılamaz. Bu farklılık incelemeyi etkileyen abiyotik faktörler açısından oldukça niteliklidir.

çalıştığı bölgede ölüm zamanının belirlenmesinde kullanılacak böcek türlerinin yayılışı ve cesede ulaşma zamanı hakkında yeterli bilgilere sahip olmalıdır. İngiltere ve Amerika’da tüm özel bölgeler için yeterli bilgi kayıtlara geçirilmiştir ve adli çalışmalarda kullanılmaktadır.

MEVSİMİN ETKİLERİ

Bölgelerdeki fauna ve flora mevsimlere bağlı olarak değişim içerisindedir. Böylelikle ceset üzerindeki faunal kolonizasyon mevsimler tarafından etkilenmektedir.

Birçok yapışkan sinek türünün mevsimsel yoğunlukları farklılık gösterir. Örneğin Avrupa’da Phaenicia coeruleibiridis ve Cochliomyia macellaria yaz aylarında en baskın türler iken Calliphora livida kış ve son bahar aylarında en baskın türdür.

Yapışkan sineklere ek olarak diğer ceset böceklerinin çoğu mevsimlerden direkt etkilenir ve özel aktivite piklerine sahiptirler. Örneğin Necrophilus hydrophiloides domuz cesedi üzerinden ölümden 128 gün sonra toplanır. Yaz dönemi için verilen bu rakam doğru bir zaman sayılabilir çünkü ölüm ekim ayının ortalarında yani türün aktivite periyodunun başlangıcında gerçekleşmiştir.

Aynı bölgede daha sonra yapılan çalışmalarla bu tür için 10oC nin altında aktivite göstermenin karakteristik olduğu kaydedilmiştir. Sonuç olarak türlerin ceset üzerindeki kolonizasyonu için geçmesi gereken süre organizmaların hayat döngüsüne ve doğal olarak mevsimlere bağlıdır.

Ceset kaldırılmadan önce veri toplanması neden önemlidir?

Bazı böceklerin mevsimsel aktivitesi veya nispi populasyon yoğunluğu ve ceset üzerinde kolonize olma sürelerindeki farklılıkların adli açıdan önemli olmasının birkaç önemi vardır.

Bunlardan ilki bir bölge için gerekli verilerin elde edilmesi ve yıl boyunca cesetler üzerinde yapılacak çalışmalara yön verilmesi.

İkincisi ölüm mevsiminin belirlenmesinde böceklerin öneminin büyük olması, üçüncüsü ise ölümden birkaç yıl sonra bile bulunan kalıntılardan elde edilecek ın ölüm zamanının belirlenmesinde kullanışlı olmasıdır. Durumu etkileyen abiyotik faktörler arasında ciddi bir önem sırasına sahiptir.

Bir araştırmada kurban kaybolduktan on yıldan fazla bir süre sonra bulunan iskelet kalıntıları üzerinde araştırmacılar entomolojik kalıntıları toplayıp değerlendirdikten sonra ölümün kış döneminde gerçekleştiğini belirlemişlerdir.

Polisler tarafından raporu desteklemiş ve savunma tarafından iddia edilen kurbanın yazın öldüğü fikrini çürütmüştür. Ancak böyle bir araştırmada çalışırken son derece dikkatli olunmalıdır entomolojik kanıtların doğal bir çürüme periyodu içerisinde olduğu ve güneşe maruz kalma, nem, toprağın pH ı gibi birçok faktörün etkisinde olduğu unutulmamalıdır.

Adli Entomolog ve olay yerinde ceset değerlendirme süreci

Diğer taraftan araştırmacılar larval deri, koruyucu membran ve boş pupa kılıflarının 100-160 yıl bozulmadan kalabildiğini tespit etmişlerdir. Bu durum genellikle kuru topraklar ve yıllık yağışın az olduğu bölgeler için geçerlidir.

GÜNEŞ IŞIĞININ ETKİLERİ

Cesedin bulunduğu yer çürüme ve kalıntılar üzerindeki faunal kolonizasyon üzerinde bir etkiye sahiptir.

Güneş ışığının en açık ve belirgin etkisi sıcaklıktır, direkt güneş ışığı altında kalan cesetler ısınır sıcaklıkları artar ve daha hızlı bir şekilde çürürler. Güneş ışığı altında kalan cesetlerde çok daha hızlı geçtiğinden birçok böcek türü cesedi çok daha çabuk terk eder ya da hiç cesede gelmezler.

Son yıllarda güneşte ve gölgede bırakılan domuz leşleri üzerinde yapılan çalışmaların sonuçlarına göre güneşte bırakılan ceset üzerinden toplanan örneklerin sayısı diğerine oranla çok daha azdır. Bu nedenle böyle ortamlarda bulunan cesetler üzerinde yapılan çalışmalar diğerlerine oranla daha zor olmaktadır.

Adli olay yeri incelemesinin anlamı ve amacı

Yapışkan sinekler kendi bölgesel dağılımları içerisinde çok fazla habitat tercihi göstermezler, fakat bu bölgeler arasında çeşitlilik gösterebilir. Genel olarak C. vicina ve L. illustris’in çoğunlukla açık alanlarda, C. vomitoria ve L. ampulacea’in yoğun ağaçlık bölgelerde ve L. caesar’ın çok yoğun olmayan ağaçlık bölgelerde yayılış gösterdiği bilinmektedir.

Fransa’da yapılan bir araştırmada L. illustris’in tamamen gölgelik habitatları tercih ettiği C. vicina’nın ise hem gölge hem de güneşli habitatları kullanabildiği rapor edilmiştir. Buradan da anlaşılacağı gibi Avrupa, Kanada veya diğer bölgeler arasında farklılık gösterebilmektedir.

Adli entomolog çalıştığı bölgedeki türlerin habitat tercihleri üzerinde bilgi birikimine sahip olması gerekir.

gölgeyi tercih eden ilk türler arasında düşünülmektedir. Her ne kadar yağışlı dönemde ormanların direk güneş ışığı alan açık bölümdeki cesetler üzerinde görülseler de bu dönemin dışında yoğun ormanla kaplı alanlardaki cesetlerden toplanırlar.

Amerika da yapılan bir çalışmaya göre L. illustris ve Calliphora vomitoria direk güneş ışığı altında bulunan ceset üzerinden toplanmıştır. Ancak Avrupa da yapılan bir çalışmada Calliphora vomitoria yalnızca gölge habitatlarda L. İllustris ise hem gölge hem de güneşli habitatlarda gözlenmiştir. Carabidae, Staphylinidae, ve Histeridae familyalarına bağlı coleopter türlerinin de cesede ulaşma süreleri güneş ışığına bağlı olarak farklılık gösterir.

Diğer taraftan Dermestidae, Cleridae ve Mitidulidae gibi bazı familyaların üyeleri yalnızca güneşe maruz kalan cesetler üzerinde gözlenebilir. Ancak bölgede tek bir cesedin kullanılması tüm böceklerin normal habitat seçimlerinin belirlenmesinde belirliyici olmayacaktır.

Doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için benzer habitatlarda birden fazla leş kullanılmalı böylece böceklerin habitat tercihleri doğru olarak belirlenmelidir.

İngiltere de yapılan bir araştırmada yaz döneminde direk güneş ışığı altında üzerine elbise giydirilmiş ve giydirilmemiş domuz leşlerin de böceklerin yoğunlukları araştırılmıştır.

Elde edilen sonuçlara göre üzerinde elbise bulunmayan leşte çok sayıda yapışkan sineğin yumurtası gözlenmiş ve yüksek sıcaklıktan dolayı yumurtalar hızlı bir şekilde açılmıştır.

Çok hızlı bir şekilde besin kaynağı tüketildiğinden ikinci ve üçüncü nesil larvalar başka besin kaynağı aramak için leşi terk etmişlerdir. Üzerinde elbise bulunan leşte ise populasyon yoğunluğunun çok düşük olduğu tespit edilmiştir.

Yazı kaynağı olarak üniversite ders notları için düzenlediğim “” ders notlarından derleme yapıldı, teşekkürler.


Cenk Önsoy

Bilim Günlüğü ve Biyoloji Günlüğü projelerini yürüten, BSc ve MSc derecelerine sahip bir biyolog olarak sizlerle naçizane bilgilerimi paylaşıyorum.